PİRİ REİS'İN DÜNYA HARİTASI
Arkeologlardan
haritacılığın Mezopotamya'da Akadlar döneminde başladığını biliyoruz. Kil
tabletlerine çizilmiş ve İÖ 2300 yılında yapıldığı düşünülen bu harita,
Babil'in kuzeyindeki Gasur harabelerinde bulunmuş. Kral Sargon dönemine ait bu
haritada Fırat Nehri olduğu düşünülen bir akarsu ve doğu batı yönünde uzanan
dağlar görülüyormuş.
Bu kil
tabletlere çizilmiş haritadan yıllar sonra birçok haritalar çizilmiş. Ama 1513'te Osmanlı'nın en ünlü korsanı Muhiddin
Piri namı diğer Piri Reis dünyanın en kapsamlı ilk haritasını çizmiş.
Piri
Reis'in hikayesinden bahsetmek istiyorum sizlere bugün dostlar ...
Kendisini
yetiştiren amcası ünlü korsan Kemal Reis'in 1511'deki ölümünden sonra, doğduğu
denizlere, Gelibolu'ya çekilmiş ve bir süre daha korsanlık yapmış üstad. Bu
yıllardaki korsanlığı sırasında ele geçirdiği ve Kristof Kolomb'a ait olduğu
varsayılan bir haritayı, başka haritalarla birleştirerek kendi haritasını
ortaya çıkarmış. Piri Reis bu haritayı yaparken yararlandığı kaynaklar arasında,
dönemin Müslüman denizcileri de varmış. Reis'in 1513'te çizdiği ve Mısır'ın
fethinden sonra Yavuz Sultan Selim'e sunduğu haritanın günümüze yalnızca
Güneybatı Avrupa, Kuzey Batı Afrika, Orta ve Güney Amerika kıyılarını gösteren
kısımları kalmış...
Osmanlı
Devleti'nin Kaptan-ı Deryası namıyla denizlerle ilgili gelişmelerde ve
denizcilik politikalarında söz sahibi olmuş. Birdönem Kitab-ı Bahriye kitabını
yazmak için ve Pargalı İbrahim Paşa'nın
önerileri doğrultusunda çalışmalar yapmak için Gelibolu'ya çekilmiş. 1547'de
Süveyş'teki Osmanlı donanmasının komutanlığına getirilmiş. Sonraki yıl Aden'i
Portekiz'de geri alan donanmanın başındaymış. 1552'de önemli bir Portekiz üssü
olan Maskat'ı almış ve Hürmüz kalesini kuşatmış. Bunu Bahreyn adalarının
alınması izlemiş.
Piri Reis
durmamış a dostlar 1528'de bir harita daha çizmiş. Bu haritanın Atlas
Okyanusu'nun kuzeyı ve Kuzey ve Orta Amerika'nın o dönemde daha yeni
keşfedilmiş kıyılarını ve Grönland'dan Florida'ya kadar uzanan kıyı şeridini
gösteren bir parçası günümüze ulaşabilmiş. Reis'in çizdiği bu harita öncekinden
daha büyük kapsamlı olması ve o dönemde daha yeni keşfedilmiş olan Amerika'nın
kıyılarını içermesi sebebiyle hala tartışma konusu.
Döneminde
yapılmış deniz haritalarının en ileri örneği olarak kabul ediliyor bu harita.
Denizin hareketlerini yalnız denizin iç hareketleriyle değil, gökyüzü
değişimleri, yıldızların hareketiyle de ölçebilen, tehlikeli deniz seferlerini
selametle aşabilen bu büyük denizcinin ellerinden çıkmış bu haritalar ne yazık
ki uzun yıllar kimi yerlerde kapalı kalmış ve parçalarının büyük bölümü
kaybolmuş. Alman bilim adamlarınca 1929 yılında Topkapı Sarayı'nda yapılan
incelemelerde yeniden keşfedilmiş ve dünyanın bilgisine sunulmuş.
Görüyoruz
ki Piri Reis sadece bir denizci değil, aynı zamanda bir haritacı, aynı zamanda
bir gökbilimci ve aynı zamanda bir amiral imiş. Ve nice güzel vasıfları
barındıran bu kıymetli Reis, tarihte her başarılı insanın uğradığı hazin sona
uğramış ne yazık ki... Kendi alanının en önemli kazanımlarıyla anılırken, Basra
Beylerbeyi'nin "Basra'da donanmasını terk etti." ihbarı üzerine, Piri
Reis, Kahire'de kafası kesilerek idam edilmiş.
Saygı ve
Rahmetle anıyorum...
Çok sevdim çok başarılı bir yazı sevgiler...
YanıtlaSilTeşekkürler...
SilBaşarı cezasız kalmıyor her zamanki gibi:) Büyük bir denizci ve çok önemli bir insan.
YanıtlaSilÇok haklısınız öyle gerçekten...
Sil